Kartal Belediyesi ve Kızılay Özel Kartal Hastanesi iş birliği ile Kartal Belediyesi çalışanlarına ‘Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı’ bahisli bilinçlendirme semineri yapıldı.
Seminerde, göğüs kanseri geçirmiş hastalar da yaşadıkları süreci paylaştı. Seminerde konuşan Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Alper Cihan, göğüs kanserinin farkında olunduktan sonra korkulmaması gereken bir hastalık olduğunu tabir ederek, “Ülkemizde son bilgilere nazaran bayanlarda çıkan tüm kanserlerin yüzde 47’si göğüs kanseri. Şu an birinci sırada. Bu da git gide artıyor. Endüstrileşmiş toplum, besin, beslenme, çocuk ve emzirme kültürü, hareketli ömür, birçok dış etken ve gerilim maruziyetiyle görülme oranı giderek artıyor” diye konuştu.
100 BAYANIN 12’Sİ RİSK ALTINDA
Göğüs kanseri riskinin ne olduğunun tespit edilmesinin değerini belirten Prof. Dr. Cihan, “100 bayandan 12’sinin göğüs kanseri olma ihtimali var fakat bu risk herkeste yüzde 12 değil. Kiminde yüzde 1-3-5, kimin de ise yüzde 40-50 civarında. Bu risk faktörlerini belirleyen belirli testler var. İnternette bile online olarak girip bu testleri yapabilirsiniz. Yüksek, orta ve düşük üzere riskini belirledikten sonra kendi kendine göğüs muayenesi yapmak lazım. Her ay nizamlı yapılan kendi kendine göğüs muayenesiyle, göğüste olan form değişikliği, içinde çıkan bir kitle, göğüs başından akıntı, kızarıklık üzere olayları erkenden fark edebilirler” tabirlerini kullandı.
YAŞ İLERLEDİKÇE RİSK ORTAYA ÇIKIYOR
Göğsün bedenin dışında bir organ olduğu için 1-2 santimlik kitlelerden çabucak korkulmaması gerektiğini, bunların bir birçoklarının iyi huylu olduğunu belirten Prof. Dr. Alper Cihan, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Meme kanseri olmaktan değil geç kalmaktan korkmak lazım. Göğüs hormonel bir organdır ve her ay adet döngüsüyle bir arada hormonların tesiriyle bir arada göğüsler bir ölçü büyür küçülür. İçindeki süt bezleri kendileri şişer ve küçülür. Doğuma ve süt vermeye hazırlık kademesine geçer bu olaylar yoksa da geri küçülür. Bu türlü daima hareket halinde olan hücrelerde yaş ilerledikçe risk de çok artıyor. 40 yaşından sonra göğüs kanseri olma riski genç bir bireye nazaran neredeyse 2 katına çıkıyor.”
ERKEN ADET, EMZİRMEMEK RİSKİ ARTIRIYOR
Göğüs kanseri riskini artıran faktörler hakkında açıklama yapan Prof. Dr. Cihan, “Erken adet görmek, emzirmemek de riski artırıyor. Erken yaşta çocuk doğurmak ve çocukları uzun müddet emzirmek de süt verme işlevini sistemli olarak yapmasından ötürü riski azaltıyor. Kilo, obezite, yağlı beslenme de riski artırıyor” dedi.
İDMAN VE SAĞLIKLI BESLENMEYE DİKKAT
Antrenman, daima aktivite, sağlıklı beslenme, tertipli uykunun bedenin bütün dokularına olumlu yararı olduğu üzere göğüs kanseri riskini de azalttığını tabir eden Prof. Cihan, “Bazı ailelerde göğüs kanseri geni diye tanımladığımız bir gen var ve o geni taşıyanların göğüs kanseri olma riski daha fazla. O gen olmasa bile kişinin göğüs dokusundaki hassasiyet, aile de göğüs kanseri olması durumunda risk yükseliyor” tabirlerini kullandı.
PERİYODİK MUAYENEYE DEĞER VERİN; YÜZDE 100’E YAKIN KURTULMA TALİHİ
Göğüs kanserinden en kıymetli korunma metodunun riski bilmek olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Cihan, şunları söyledi;
“En değerli korunma usulü riskimizi bilmek, periyodik muayene yapmak, en ufak kuşkuda de teşhis ve tedavi metodlarına başvurmak. Erken yakalanmış göğüs kanserlerinde neredeyse yüzde 100’e yakın kurtulma bahtımız var. Evvelden bir kişi göğüs kanseri olduysa bundan yüzde 100 kurtulmak üzere bir mevzu yok deniliyordu. Artık var diyoruz. Yeni çıkan kemoterapik casuslar, hormon reseptörleri, biyolojik casuslarla tedavi edebiliyoruz. Geç yakalananlarda da tedavi bahtımız çok yükseldi, seçeneklerimiz çok arttı. Cerrahi tedavi, hormon tedavisi, ışın tedavisi, hami tedavilerle bahtımız çok yükseldi.”
Haber7
