Son dakika haberi: AK Parti Küme Başkanvekil Uzman Ünal, Kanal7 Ankara Temsilcisi Mehmet Acet’in sunduğu Başşehir Kulisi programında soruları yanıtladı. Ünal’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
SEÇİM ATMOSFERİNE Mİ GİRİLDİ?
(Dolu dizgin seçime mi gidiyoruz?) Evvelden seçim periyoduna son 6 ayda girilirdi. Artık, bilhassa toplumsal medya platformlarıyla birlikte bütün ülkelerde siyaset büsbütün kampanya üslubu yeni bir bağlantı biçimine dönüştü.
(Son devirde ekonomik meşakkatler yaşanıyor. Her gün vatandaşlar yüz yüze geliyor. Yeni bir ekonomik modelden kelam ediyoruz bir müddettir. Sayın Cumhurbaşkanı pek çok konuşma yaptı. Bunu biraz anlatır mısınız? Bu sıkıntılar ortaya çıktığı için mi bu türlü bir modele geçiş yapıyoruz yoksa bu modelden ötürü mı ekonomik düşünceler çıkıyor?) Bir siyasi iktidarın en büyük gücü nedir diye sorsanız, ben tek bir şey söylerim: Sorun çözme kapasitesi. Ben 1970’lerden hatırlıyorum. Biz 1970’lerde, 1950’lerin, 60’ların meselelerini konuşuyorduk. Sonra 80’lere geldik. 50’lerin, 60’ların, 70’lerin, 80’lerin sıkıntıları konuşuluyordu. Psikolojimiz şuydu: Bu türlü gelmiş, bu türlü sarfiyat. Daima tıpkı meseleleri konuşuyorduk. Lakin 2002’den itibaren, 3 Kasım’da iktidar olduktan sonra biz bugün artık 2005’lerin sıkıntılarını konuşuyor muyuz? 2010’ların meselelerini konuşuyor muyuz? Biz bugün, bugünün meselelerini konuşuyoruz. Bu çok değerli bir şey.
“TÜRKİYE TERMİNAL İKTİSAT MODELİNDEN ÇIKMANIN EŞİĞİNDEYDİ”
2013’e bir dönelim. Mayıs ayında Türkiye’de faiz 4,64’e düşmüştü, enflasyon 6’lara düşmüştü, Türkiye IMF’le olan borç bağını bitirmişti. İhracatta rekorlar kıran bir Türkiye vardı. Türkiye 2013 yılında artık terminal iktisat dediğimiz modelden çıkmanın eşiğine gelmişti.
2013 EŞİĞİ
2013’te Türkiye bir eşiğe geldi. Seyahat olayları milattır. Gerisinden 17-25 olayları, hendek olayları, 15 Temmuz… Türkiye’nin verdiği hengameyi hakikat tanımlayalım. Türkiye her manada dışa bağımlı olmaktan kurtulan, tam bağımsız olmak iradesi ortaya koyan, iktisadında de tam bağımsız olma çabası veriyor Türkiye 2013’ten itibaren. Şunun kararını vermemiz gerekiyor: Türkiye neden doğal gaz çıkarıyorsunuz, çıkaracağınız doğal gaz satın aldığınız doğal gazın maliyetinden daha yüksek olacak. Pekala yarın doğal gaz alacağım ülke gazı keserse, dışa bağımlılıkta beni hangi kıskacın içine sokacak? Ben endüstride, üretimde dışa bağımlı olacaksam o vakit Türkiye’nin bağımsızlığından nasıl bahsedeceğiz?
Cumhurbaşkanımız çok net bir çerçeve çizdi: Üretime, yatırıma, ihracata dayalı biz yüksek faiz düşük kurdan çıkıyoruz dedi. Bunun için de şu an tam vakti. Covid öncesi dünya ile Covid sonrası dünyanın dinamikleri büsbütün değişti.
Türkiye neden yatırıma, üretime yönelerek bu süreci yürütüyor? Ekonomik bağımsızlık için bundan öbür çıkış yolunuz yok. Türkiye gelişiyor, büyüyor ve üreticimiz bunun farkında.
“70 YILLIK SIKINTILARI ÇÖZEN İRADE BU PROBLEMLERİ DA ÇÖZMEYE MUKTEDİR”
(Hayat pahalılığı ne vakit sona erecek?) Amerika’da 29 buhranıyla bir arada büyük işsizlik ortaya çıktı. Amerika için kriz işsizliktir, Avrupa için enflasyondur. Türkiye içinse dolar kurudur. 2002 öncesinde ne yaşıyorduk biz? Beşerler maaşlarını aldıklarına dövize çeviriyorlardı. Kriz algısıyla döviz kuru ortasındaki o ruhsal alaka… Fakat bugün Türkiye’nin ekonomik durumunu yalnızca kur üzerinden değerlendirirsek Türkiye’ye büyük haksızlık etmiş oluruz.
Bizim yönelmemiz gereken en temel yer üretim, istihdam, yatırım, büyüme, ihracat ve natürel ki her şeyden evvel itimat, itimat, inanç. Cumhurbaşkanımızın en temel özelliği nedir, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı hangi tek sözle tanımlarsanız bana, inanç derim. 20 yıllık deneyimi, kriz idaresi, liderliği… Bütün bunların oluşturduğu itimat duygusu.
Evet, şu anda meseleler var. 70 yıllık meseleleri çözen irade bugünkü problemleri da çözmeye muktedirdir.
“CHP SEÇMENİ CHP’YE VE KILIÇDAROĞLU’NA GÜVENMİYOR”
Biz kamuoyunda araştırma da yapıyoruz. CHP’ye oy vereceğini söyleyen seçmene, “CHP’nin bu problemleri çözeceğine inanıyor musunuz?” diye sorulduğunda, CHP’li seçmen bile CHP ve Kılıçdaroğlu’nun çözeceğine inanmadığını söylüyor.
KILIÇDAROĞLU’NUN TÜİK ZİYARETİ
Bir kuruma baskına gidiyorsunuz adeta. Orada Selin Sayek Böke demagoji yapıyor. Sizin web sitenizde vatandaşların bilgi alacağı söyleniyor, biz buraya vatandaş olarak geldik… Hangi vatandaş kameralar eşliğinde, bu kadar beşerle kuruma baskın yapar üzere sarfiyat? Bu siyasi gösteri bile değil. Diyelim ki milletvekili olarak oraya gittiniz. Milletvekilinin denetleme hakkı vardır. Ama burada en kritik şey şudur: Sizin haklarınızı nasıl kullanacağız, her bir bireyin haklarını nasıl kullanacağı maddelerle adap ve asıllara nazaran belirlenmiştir. Kameralar önünde bir kuruma baskın yapmak hangi tarza, yasaya nazaran yapılmıştır? Bu tam manasıyla baskın.
ERDOĞAN’IN MİTİNGİ ÖNCESİ ETKİSİZ HALE GETİRİLEN BOMBALI DÜZENEK
O kadar önemli bir tehdit ki… Emniyet güçlerimizin dikkatiyle bertaraf edilmiş, ancak maalesef bu türlü alçakça bir terör saldırısı teşebbüsünü bile hafife alan bir anlayışla dün karşılaştık. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı’na dönük bu türlü bir bombalı düzenek hücumunda bile hassaslığını kaybetmiş bir akılla karşı karşıyayız. Allah korusun dün çok büyük bir facianın eşiğinden dönüldü.
DEZENFORMASYON KANUNU NE VAKİT GÜNDEME GELECEK?
Yarın bütçe görüşmeleri başlıyor. Bütçe görüşmelerinden sonra biz bunu Adalet Komitesi’ne getirmeyi planlıyoruz. 2022’nin başında inşallah süratle hayata geçirmeyi düşünüyoruz.
Haber7
