Bahçeşehir Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Muhammed Keskin, kalp krizinin nedenlerine, tedavi yoluna ve dikkat edilmesi gerekenlere yönelik bilgi vererek mevsim geçişlerinde riskin arttığına dikkat çekti. Keskin, “Mevsim geçişlerinde kalp damarları büzüşüyor. Ani soğuk hava kalp damarlarının genişleme kapasitesini de bozuyor. Genelde bu mevsimde gelişen grip, zatürre üzere rahatsızlıklar da riski artırıyor. O nedenle iyi giyinin, boğaz ve göğüs bölgesini soğuk havadan koruyun” ikazında bulundu.

HAVA SICAKLIĞINDAKİ DÜŞÜŞ RİSKİ YÜZDE 3 ARTIRIYOR

Amerika’da 2018 yılında 250 bin kişinin iştirakiyle yapılan araştırmadan örnek veren Doç. Dr. Keskin, “Çalışmada hava sıcaklığındaki her 7 ünitelik düşüşün kalp krizi riskini yüzde 3 artırdığı görülmüş. Yani havaların ani olarak soğuduğu mevsim geçişlerinde kalp krizi riski önemli olarak artıyor. Bunun en büyük nedeni kalp damarlarının büzüşmesidir. Soğuk hava kalp damarlarının genişleyebilme kapasitesini bozuyor. Olağan 3 milimetrelik bir damar 4,4 buçuk milimetreye kadar genişleyebilir. Öteki bir neden ise bedendeki su ve tuz tutulumunun artmasıdır. Soğuk havada beden tuz ve suyu tutarak ısıyı artırmaya çalışıyor. Bu türlü olunca ödem oluşuyor ve damarlardaki yük artıyor. Bu da kalp krizi riskini artırıyor” dedi.

GİRİP, ZATÜRRE ÜZERE ENFEKSİYONLARA DA DİKKAT

Kalp krizine taban hazırlayan hastalıkların da çoklukla mevsim geçişlerinde görüldüğünü aktaran Doç. Dr. Keskin, “Örneğin, grip, zatürre üzere hastalıklar bu mevsimde daha sık görülüyor ve kalp krizi riskini artırıyor. Kişinin kriz riski yüzde 1 ise enfeksiyon geçirdikten sonra 3 katına çıkıyor. Bireylerde kalp, damar rahatsızlığı varsa bir de enfeksiyon geçirirse kalp krizi ortaya çıkabiliyor. Havaların ani ve şiddetli soğuması kalp krizi riskini artırıyor” diye konuştu.

MEVSİM GEÇİŞLERİNDE İYİ GİYİNMEK GEREKİYOR

Kasım ayının havaların en ani soğuduğu ay olduğuna dikkat çeken Doç. Dr. Keskin, “O nedenle bilhassa kasım ayına hastaların dikkat etmesini öneririm. Bir gün hava sıcak, sonraki gün soğuk olur. Kalın giyinmez, göğüs ve boğaz bölgenizi korumazsanız apansız gelen enfeksiyon kalp krizi riskini artırır. Bu mevsimde kalp krizi olaylarının öteki mevsimlere nazaran artış gösterdiğini söyleyebiliriz. Mevsim geçişlerinde iyi giyinmek gerekiyor. Otomobil kullanırken klima açmayın, pencereyi açıyorsak göğüs bölgemizi soğuk havadan korumalıyız. Bilhassa toplu taşıma ve kalabalığın olduğu yerlerde maske takmalıyız” sözlerini kullandı.

HER 1 DAKİKA BİLE ÇOK KIYMETLİ

Damarlardan en az bir adedinin yüzde 100 tıkanması sonucu kalp kaslarının beslenememesiyle kalp krizinin meydana geldiğini anlatan Doç. Dr. Muhammed Keskin, “Damar tamamına yakın tıkanmışsa spazm diyoruz. Kalp krizinde her dakika çok kıymetlidir, birinci 2 saat içerisinde tıkalı damarı açamazsak kalp kasının eskiye dönme ihtimali düşük oluyor. Bu nedenle göğüs ağrısı başladığı anda bilhassa birinci yarım saat içerisinde hastaneye gidilmelidir. Kişi ya 112’yi arasın ya da yakınıyla hastaneye gitsin” dedi.

KALP KRİZİNİN BELİRTİLERİ

Ağrının apansız başladığına dikkat çeken Doç. Dr. Keskin, “Göğüste baskı, yanma, sıkışma olur. Genelde çeneye ve sol kola vurur. Baskı bazen karına ve sırta da vurur. Çoklukla bu ağrı 5 dakikadan uzun sürer. Hastaneye gelen hastaya kesinlikle EKG çekilmesi lazım, o vakit kalp krizi teşhisi koyabiliyoruz. Şayet kişi hastaneye gitmezse, geç kalırsa ani ritim bozukluğu oluşabilir ve kalbi durur. Beyindeki oksijen düzeyi düşer ve beyin hasarı oluşur. Ayrıyeten kalp krizi geçiren şahsa süratli müdahale edilmezse, iyi bir tedavi uygulanmazsa sonradan kalp yetersizliği gelişir. Hasta hayatı boyunca ilaç kullanmak zorunda kalır. Kalp yetersizliği en makus kanserden bile daha tehlikeli, her yıl mevt riski yüzde 50’dir” diye konuştu.

SÜRATLİ MÜDAHALEYLE RİSKLERİ MİNİMUMA İNDİRİYORUZ

Hasta acile geldiğinde o anda çekilen EKG ile kalp krizi teşhisinin konulduğunu söyleyen Doç. Dr. Keskin, “15 dakika içerisinde anjiyo odasına alınıyor. Bu kadar süratli müdahale edilen bir kişinin kalp krizini hasarsız atlatma ihtimali çok yüksektir. Günümüzdeki teknolojilerle süratlice damarı açıyoruz ve riskleri minimuma indiriyoruz. Erken müdahale hayat kurtarıyor, felç ve sonrasında gelişebilecek kalp yetersizliği riskini azaltıyor” sözlerini kullandı.

GENETİK GEÇİŞ, OBEZİTE, KOLESTEROL, SİGARA EN KIYMETLİ RİSK FAKTÖRLERİ

Kişinin babasında, dedesinde kalp krizi hikayesi varsa bunun önemli bir risk faktörü olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Keskin, “Kolesterol, kan şekerinin yüksekliği ve hipertansiyon risk faktörleri ortasındadır. Ancak hipertansiyonu ve kan şekerinin yüksekliğini ilaçlarla denetim altına alırsak riski azaltmış oluyoruz. 60 yaşından sonra kalp, damar hastalıkları artıyor. 60 yaşından evvel kişi sigara tüketmiyorsa, ailesinde bu türlü bir hikaye yoksa kolay kolay kalp krizi geçirdiğini görmeyiz. 35 yaşındaki biri hasta, anne ve babasında bu rahatsızlık yoksa ekseriyetle sigara yahut unsur kullanımına bağlı olarak kalp krizi geçirir. Obezite de tek başına kalp krizi için risk faktörüdür” dedi.

AİLEDE HİKAYE VARSA 30 YAŞINDAN SONRA KONTORLE GİDİN

Beslenme ve idmanın kıymetini aktaran Doç. Dr. Keskin, “Kalp krizi geçiren biri tuzu azaltır, doymuş yağlardan uzak durursa ve şeker tüketimini minimuma indirirse onu hiç kriz geçirmemiş kabul ediyoruz. Kişinin hayat kalitesi çok yükseliyor. Haftada en az 180 dakika idman yapılmasını öneriyoruz. Şahısta kalp damar rahatsızlığı yoksa tempolu antrenman öneriyoruz. Şayet kişi, birinci dereceden yakını örneğin babası 40 yaşında kalp krizi geçirmişse 30 yaşından sonra risk faktörü kıymetlendirilmesine tabi tutulmalıdır. Ailede genetik kolesterol yüksekliği varsa dikkat etmek lazım. Bu yüzden 19-20 yaşında kalp krizi geçiren hastalarımız var” diye konuştu.

Haber7