Ankara’da, İngilizce işletme ve insan kaynakları idaresinden mezun olduktan sonra 10 yıl bankada çalışan Aylin Yılmaz (34), 2 yıl evvel mesleğini bırakıp, dedesinden kalan buğday tarlasında ölmez otu yetiştirmeye başladı. Yılmaz, ölmez otu fidelerinin adedini 1 TL’ye satarak, ziraî üretime dayanak oluyor. Yılmaz, maksadının kozmetik ve ilaç bölümünde kullanılan ölmez otunun yağını üretip, ihraç etmek olduğunu söyledi.
Başşehir Üniversitesi İngilizce İşletme ve İnsan Kaynakları İdaresinden 2009 yılında mezun olan Aylin Yılmaz, bankada müşteri hizmetlerinde çalışmaya başladı. 10 yıl çalışan ve yöneticilik düzeyine kadar yükselen Yılmaz, 2 yıl evvel Beypazarı ilçesinde dedesinden kalan buğday tarlasında tarıma başladı. Yıllardır tıbbi aromatik bitkilere merakı olan Yılmaz, kozmetik ve ilaç kesimi yanında insan sıhhatine da yararlı olduğu belirtilen ölmez otunu yetiştirmeye başladı. Anne ve babasıyla yaşayan Yılmaz, İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ile Ziraat Odası’nın da dayanağıyla yetiştirdiği ölmez otu fidelerinin adedini iç piyasaya 1 TL’ye satarak, gelir elde ediyor. 2 yıldır bu işi yapan Yılmaz’ın maksadı, 3’üncü yıldan itibaren kozmetik ve ilaç kesiminde kullanılan ölmez otunun yağını üretip, yurt dışına ihraç etmek.
’KURU TARIMA DAYALI’
Aylin Yılmaz, tıbbi aromatik bitkiler konusunda yıllardır merakı olduğunu lisana getirerek, “Benim bir avantajım, dedemden kalan buğday tarlaları vardı. Global ısınmayla birlikte ve Covid-19 devrinde sentetik kimyasalların ne kadar tehlikeli olduğu gerçeği de ortaya çıktıktan sonra doğal olarak sürdürülebilir tarımda ’ben ne yapabilirim’i düşündüğüm vakit da tıbbi aromatik bitkiler başıma yatan bir şey oldu. 1,5 sene boyunca fizibilite çalışmalarımda doktora tezleri dahil olmak üzere literatür taramaları yaptım. ’Benim toprağıma en uygun hangisi olur’ seçeneklerinden bir tanesi de ölmez otuydu. Ölmez otu, kuru tarıma dayalı bir ottur. Biz de şu an burada büsbütün kurak bir bölgedeyiz. 130 metreden sondaj atıldığında dahi su çıkmayan bir bölgedeyiz. O yüzden kuru tarımda bu şekil bitkilerin katma pahası daha yüksek ve girdi maliyetinin daha düşük olduğu için bunu tercih ettim” diye konuştu.
’İLK İHRACATIM 2023 YILINDA OLACAK’
Aylin Yılmaz, tarladaki bitkilerini tohumdan yetiştirdiğini belirterek, ”Ekimden sonra tarlada hiçbir kimyasal vermeden büyümeye bırakıyoruz. Yalnızca yabancı ot paklığı yapmamız ve buna da çok dikkat etmemiz gerekiyor. Onun haricinde rastgele bir güç istemeyen güç istemeyen bir eserdir. Ortalama olarak 2 sene sonra da ekonomik maliyeti başlamaktadır. Bu bitkiler 24 ayını tamamladıktan sonra ekim vakti 70 ile 100 santimetre boyutuna geldiklerinde çiçek açmadan evvel kesim oluyor ve bunlar yağı için distilasyona gönderiliyor ve oradan çıkan yağ da pazara sunulur. İleride Orta Avrupa ve Asya’ya satış yapmak istiyorum. Mikro ihracat yapmak istiyorum zira bu Avrupa’da çok kullanılan bir bitki. Hem sıhhat açısından hem parfümeri açısından sıklıkla kullanılıyor. Türkiye’de bunun yaygınlaştırılması ve örnek olmasını da istiyorum. Birinci ihracatım 2023 yılının sonlarına yanlışsız olacak” dedi
Haber7
