Sıhhat Bakanlığı Koronavirüs Bilim Konseyi üyesi ve Gazi Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Hasan Tezer, koronavirüs tedbirleri kapsamında uygulanan kısıtlamaların, bu hafta sonuna gerçek tesirinin daha net görüleceğini söyledi.

“KISITLAMANIN DERECESİ ÇOK ÖNEMLİ”

Pandeminin birinci vakitlerinde olay sayılarının fazla olmaması nedeniyle temas edilen şahısların de daha az olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Tezer, “Şimdi Sıhhat Bakanlığı’nın bilgilerine baktığımız vakit günlük 30 bin civarı olay bildiriliyor. Bunların da temas ettikleri şahıslar var. Filyasyon ekiplerimiz de bütünüyle misyonlarını yerine getiriyorlar. Süratli bir formda temas edilen hadiselerin yüzde 99’una ulaşıyorlar. Tekrar de temas edip yakalayamadığımız, bilmediğimiz bireyler var. Sayı da yüksek olunca onlar da hastalık geliştirebiliyorlar. Hadiseleri azaltmanın yollarından biri de kısıtlamaların uygulanmasıdır. Kısıtlamanın derecesi çok kıymetli; ocak ayında Çin’in yaptığı tam kapanmayla hadise sayıları neredeyse sıfırlandı ve olay görülmemeye başlandı. Bunu Çin gibi uygulayabilen öbür bir ülke var mı? Maalesef yok. Olabilecek mi? Çok güç. Bulunduğunuz koşullar, toplumsal yapı ve ortam bunları etkiler” dedi.

“NİSAN-MAYIS ÜZERE RAHATLAMALAR GERÇEKLEŞEBİLİR”

Prof. Dr. Tezer, kısıtlamalar ile birlikte uygulanması gereken kuralların olduğunu söyleyerek, şunları kaydetti:

“Özellikle kısıtlamaların olduğu günlerde insanların konut ziyaretlerine devam etmesi ve maalesef bu mühlet zarfı içerisinde maskelerin takılmaması; örneğin Almanya misafirliğe gidilse de 5 kişinin üzerinde birebir ortamda olunmamasını istedi. Ayrıyeten kentin kalabalık olmayan bölgesinde toplu yapılan etkinliklerde insanların bir ortaya gelmesi; bunların devam etmemesi gerekiyor. Bu çeşit etkinlikler devam ettiği sürece yüzde 100 kısıtlama olmazsa, olay artışları olmaya devam edecek. Yapılan uygulamaların bu haftanın sonuna hakikat sonucunu görmemiz gerekiyor. Bilgilere baktığımız vakit büyükşehirlerde yüzde 30-40 oranında acil servislere, polikliniklere müracaat sayısının azaldığını biliyoruz. Anadolu’nun birçok bölgesinde maalesef hadise artışları hala yüksek seyretmeye devam ediyor. Kısıtlamaların daha devam etmesi gerekiyor. Hele ki aşının dünyada yapılmaya başlandığı bir devirdeyiz. Ülkemizde de kısıtlamayı bir süre daha devam ettirip, aşının da devreye girmesiyle birlikte bağışıklık oranının ister hastalık, ister aşıyla total olarak yüzde 60-70’lere getirildiği vakit virüsün deveranını kısıtlayacağız. Aşılamanın da başlamasıyla birlikte Nisan-Mayıs ayı üzere rahatlamaların gerçekleşebileceğini düşünüyorum.”

“ZORUNLU HALLER DIŞINDA SEYAHAT OLMAMALI”

Prof. Dr. Tezer, yılbaşında toplu olarak bir ortaya gelmeleri engelleyecek tedbirlerin alınması gerektiğine de dikkat çekti.

Prof. Dr. Tezer, “Biz 10 bireyden fazla konuklarla bir ortada olunmaması gerektiğini söylüyorduk. Yılbaşında hareketliliğin artması ile hadise sayılarında artış olur mu diye birebir dehşet, kaygı tüm Avrupa ve dünya ülkelerinde var. Bunların oturulup olay sayısına nazaran tekrar tartışılması gerekiyor. Her ilin kendi pandemi konseyleri var. Bu şuralar kendi vilayetindeki, ilçesindeki, kasabasındaki durumları değerlendirip, tedbir alabileceklerini düşünüyorum. Yılbaşı vakti yaklaştı. Çok fazla vakit kaybetmeden pandemi açısından problem yaratabilecek durumlara karşı önümüzdeki günlerdeki olay durumuna nazaran süratlice değerlendirip, gerekli tedbirler alınmalıdır. Şöyle bir sorun olabilir; olay artışı ağır olan bir bölgeden daha az ağır olan bölgelere hareketler gerçekleşebilir. Bunların minimalize edilmesi gerekiyor. Mecburî kurallar dışında seyahatlerin de olmaması gerekiyor” açıklamasında bulundu.

Haber7