Dünyada koronavirüs salgını bitmeden, Çin’den yeni bir virüs haberi geldi. Kelam konusu habere nazaran G4 EA H1N1 isimli verilen yeni virüsün, 2009’da Meksika’da ortaya çıkan ve dünya çapında yaklaşık 800 bin bireye bulaşan domuz gribine yol açan H1N1 virüsüyle emsal yapıda olduğunu saptandı.

Yeni olması nedeniyle kişilerin bağışıklığının bulunmadığı patojenin mutasyon geçirme ve süratle yayılma riskine vurgu yapan araştırmacılar, domuz çiftliklerinde çalışanların kanında yüksek nispette virüse rastladı.

Forbes’un sıhhat muhabiri Bruce Y. Lee, çalışmada konum alan haberler doğrultusunda pandemiye işaret eden sebepleri yazdı.

“İNSANIN NEFES BORUSUNA BAĞLANIYOR”

Laf konusu çalışma, virüsün kendini insan hücrelerine bağlayabildiğini de gösteriyor. Üstelik bu hücreler trakea diye bilinen nefes borusunda bulunuyor. Bu da trakeayı oluşturan hücrelere bağlanabilen bir vürüsün daha sonra ciğerlere inebileceği mealine geliyor.

“SOLUNUM YOLUNDAKİ HÜCRELERİ ENFEKTE EDİYOR”

Çalışmayı yürüten bilim kişileri, insan bronşlarını ve alveolleri kaplayan hücreleri, laboratuvar ortamında virüsle bir araya getirdi. Bunun sonucunda virüsün hücreleri enfekte edebildiği ortaya çıktı.Virüsün hücreyi enfekte etmesi, o hücrenin tüm mekanizmalarını ele geçirebildiği ve kendini kopyalamak için kullanabildiği manasına geliyor.

“SOLUNUM YOLUYLA YAYILIYOR”

Enfekte olan bir yaban gelinciğinin, teneffüs damlacıkları yahut direkt temas yoluyla virüsü öbür yaban gelinciğine bulaştırdığı görüldü.

Yaban gelincikleri, birinci bakışta beşerli deneyler kadar etkileyici görünmeyebilir. Lakin bilim kişileri, grip virüsüyle ilgili laboratuvar çalışmalarında ekseriyetle yaban gelinciklerini kullanıyor. Zira bu hayvanlar, akciğerlerinin çalışma biçimi, hücre reseptörleri ve grip virüsü kaptığında gösterdiği semptomlar konusunda kişilere çok benziyor.

“DAHA BULAŞICI”

Çalışmanın son kısmında araştırmacılar, 2016 ve 2018 yılları arasında 15 farklı domuz çiftliğinde çalışan personellerden örnekler topladı.

Testler sonucunda çalışanların yüzde 10,4’ünde antikor bulundu ve bu bireylerin G4 suşuyla enfekte olduğu sonucuna varıldı. G1 virüsü için yapılan testlerde bu nispet, yüzde 6,5’te kaldı. Bu da G4 virüsünün sefeli G1’den daha bulaşıcı olabileceğini düşündürüyor.

Haber7