Garanti BBVA kurumsal sponsorluğunda, “Future Proofing” temasıyla online olarak gerçekleştirilen Digital Age Tech Summit 2021, teknoloji dünyasının başkanlarını buluşturdu. Yeni iş modellerinin işlendiği “Digital Inspiration” ve teknolojinin hayatımıza getirdiği sıkıntıların tahliline odaklanan “Technological Wellbeing” salonlarında izleyicilerini ağırlayan aktiflikte dünyanın yakından takip ettiği, ortalarında Dr. Sandhya Sriram, Levent Erden, Prof. Pınar Özcan, Prof. Daniel Levitin, Gerfried Stocker ve Duncan Stewart’ın da yer aldığı isimler izleyicilerle buluştu.
Aktifliği değerlendiren MediaCat ve Digital Age Genel Yayın Yönetmeni Pelin Özkan, Digital Age Tech Summit’te bu yıl finans, sıhhat, perakende, dijital kültürler, tüketici elektroniği ve toplumsal hayatta dijitalleşmenin tesirleri üzere geniş bir yelpazede öne çıkan trendlerin ele alındığını belirtti. Bu yıl “Future Proofing” temasıyla işlenen bahis başlıklarıyla teknolojinin pandeminin de tesiriyle yaşantımızın her alanına tesiri ve geleceğe dönük öngörülerin iştirakçilerle buluştuğunun altını çizdi.
Erden: “Tüketiciler yalnızca kendilerine ilişkin olan eserleri tercih edecek”
Digital Inspiration salonunda gerçekleşen birinci oturumda Pelin Özkan’ın sorularını cevaplayan Levent Erden, NFT’nin (Non-Fungible Token) hayatımızdaki yerini anlattı. NFT’yi dünyanın en geniş noterlik hizmeti olarak nitelendiren Erden, kavramsal olarak NFT’yi bir işin gerçek sahibinin tescili olarak tanımlanabileceğinin altını çizdi. Erden sanattan, habere, oyun dünyasından reklam kesimine kadar NFT’nin daha da gelişerek hayatlarımıza nüfuz etmeye devam edeceğini belirtti. Blockchain teknolojisinin değerine de vurgu yapan Erden, pandemi sonrasında sahip olmak ve ilişkin olmak kavramlarının seçimlerimizde belirleyici olacağının altını çizdi. Tüketicilerin önümüzdeki devirde yaygın olarak şahsileştirilmiş ve yalnızca kendilerine ilişkin olan eserleri tercih edeceklerini söyleyen Erden, markaların da tüketiciye özgün ferdî eserlere yöneleceğini vurguladı.
Bilgi odaklı fintech’lerin periyodu başlıyor!
Online olarak gerçekleşen aktifliğin konuşmacılarından Oxford Üniversitesi Finans ve Teknoloji (Fintech) İnsiyatifi Direktörü ve Saïd Business School Girişimcilik ve İnovasyon Profesörü Pınar Özcan, dijitalleşme ile değişen rekabet ortamı ve açık bankacılık kavramlarını anlattı. Yapay zekâ odaklı kesimlerin yükseleceğinin altını çizen Özcan, tüketicilerin kullanım alışkanlıklarına nazaran finansal hizmetlerin çeşitlendirildiğini ve şahsa özel finansal danışmanlık hizmetlerinin verilmeye başlandığını söyledi. Daha fazla bilgi odaklı fintech’lerin ortaya çıkmaya başlayacağını tabir eden Özcan, gelecekte teknoloji şirketleriyle bankaların iştiraklerinin artacağını vurguladı.
Dijital İktisadın Yeni Kodları: Sıhhat, İnovasyon, Performans
İdare Danışmanı Ebru Çapa’nın moderatörlüğünde gerçekleşen ‘Dijital İktisadın Yeni Kodları: Sıhhat, İnovasyon, Performans’ oturumunun konuklarından Lardi&Partner Consulting Gmbh CEO’su Kamales Lardi, pandeminin tesiriyle dijital ortama geçişin hızlandığını belirtti. Fizikî ve dijitalin yakınlaştığını vurgulayan Lardi, dijital dönüşümün müşterilere tesirini aktardı. Garanti BBVA, Müşteri Tahlilleri ve Dijital Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Işıl Akdemir Evlioğlu ise pandemiyle birlikte müşteri beklentilerinin çok değiştiğini ve birincil önceliklerinin iş sürdürülebilirliği olduğunu kaydetti. İtimat ögesinin ve proaktif olmanın öne çıktığını belirten Evlioğlu, müşterileri için daha akıllı ve özelleştirilmiş, ferdî tecrübeler sunmaya odaklandıklarının altını çizdi. Gelecekte dijitalleşme ve insan dokunuşunu dengelemenin kıymetli olacağını vurgulayan Işıl Akdemir Evlioğlu, sürdürülebilir bir gelecek yaratmak için finansal tavsiyeler veren şirketlere dönüşmenin ehemmiyet kazanacağını belirtti.
Laboratuvarda üretilmiş et örneklerinin ticari satışını onaylayan birinci ülke olan Singapur’da kurulan Shiok Meats’in Kurucu ve CEO’su Dr. Sandhya Sriram, “Şirketimizin ismi fantastik ve lezzetli sözlerinden geliyor. 2018 Ağustos ayında faaliyete başladık. Birinci eserlerimizi 2019 Mart ayında ürettik. 2021 içerisinde Singapur’da eserimizin lansmanını yapmayı planlıyoruz. 20’den fazla çalışanımız var. Karides en besleyici proteinlerden biri ve sıhhat açısından çok faydalı. Ekonomik açıdan baktığımızda 25 milyar dolarlık bir piyasası var. Şirketimizde alternatif bir yolla, kök hücreleri kullanarak üretim yapıyoruz. Üretim sürecimizde rastgele bir kimyasal kullanmıyoruz. Kök hücreyi canlı bir hayvandan alıp, denetimli bir ısıda ve uygun ortamda üretim yapıyoruz. 4-8 gün içerisinde karides ve ıstakozu tıpkı tat ve kokuyla üretebiliyoruz. Singapur hükümetinden çok dayanak görüyoruz. Öteki ülke ve hükümetlerle çalışmak için de çok heyecanlıyız” dedi.
Ars Electronica Co CEO’su ve Sanat Yöneticisi Gerfried Stocker, “İş ve Toplum Üzerindeki Tesirleriyle Sanatın Gücü” sunumuyla Technological Wellbeing sahnesindeydi. Stocker şunları söyledi: “Bugün baktığımızda her bireyin uzmanlık alanını aşan bir zorlukla karşı karşıya olduğumuzu görüyoruz. Yeni teknolojileri artık kültürümüzün bir kesimi olarak görmeliyiz. Lakin bu türlü görürsek bir araç olarak kullanabiliriz. Sanat, teknoloji, toplum üçgenine bakarsak sanatın yerinin ne kadar kıymetli olduğunu görebiliriz. Sanat elbette bu oyunun tek bir kesimi değil. Sanatkarların bir katalizör vazifesi var. Ars Electronica olarak 40 yıllık tecrübemize dayanarak sanatı ve sanatsal kanıyı kullanarak inovasyon sürecini yönetiyoruz.”
Prof. Hidalgo: “Teknolojiyi kendi endişe, umut ve bilişsel önyargılarımızın yansıması olarak görüyoruz”
Uygulamalı yapay zekâya olan katkılarıyla tanınan University of Toulouse, Center for Collective Learning Direktörü Prof. César A. Hidalgo, Digital Age Tech Summit’te yaptığı konuşmada insanların, insanları ve makineleri nasıl yargıladıklarını yaptığı birçok deney üzerinden ele aldı. Hidalgo, ‘‘Teknolojinin, insanın karar ve davranış biçimlerinde her vakit olduğu üzere olumlu yansımaları olmayabilir. Biz teknolojiyi kendi kaygı ve umutlarımızın ve birebir vakitte bilişsel önyargılarımızın yansıması olarak göüyoruz. Yani biz insanların yapay zekâya bakış açıları bu denklemle irtibatlı. Ruhsal olarak insanı makinelere nazaran olumlu ayrımcılık uygulayarak daha olumlu görme eğilimindeyken teknolojiyi ise daha çok yargılama eğilimindeyiz. Birçok araştırmayı odak noktası olarak aldığımızda temelde insan ve makine ortasında bir farkın olmadığını görüyoruz. Yeniden bu araştırmaların sonuçlarına baktığımızda ise insanları makinelere, yapay zekâlara nazaran daha şuurlu ve ahlaki kıymetlere sahip olarak görürüz. Bu durumda görülen o ki beşerler, insanların davranışlarını niyetleriyle yargılarken makineleri ve yapay zekâyı çıktılarıyla yargılıyor. Bir kaza sırasında beşerler, insanların aksiyonlarına sorumluluk yüklemezken yapay zekâları sorumlu tutuyor. Yani bunların hepsi insanların, insan ile makineler ve yapay zekâyı algılayışı ortasındaki büyük farklılıklardan kaynaklanıyor’’ dedi.
Kent plancısı ve oyun dizayncısı Kostanstinos Dimopuolos, ‘Toplumsal Olasılıklar; Kentin Geleceğini Oyunlarla Tasarlamak’ başlıklı konuşmasında oyun kentlerini tanımladı. Oyun kentlerinin kentsel formlar olduğunu belirten Dimopuolos, “Farklı oyun kentlerinin hayatımızın bir modülü olması 50 yılı aştı. Oyuncular, mimariyi ve mekânsallığı deneyimleyebiliyorlar. Öykü anlatıcılığı ve oyunun tasarımı son derece değerli, oyunlarda kamu ve özel alanlar mevcut. Bu kamu alanları etkileyici düzeyde ortamlar yaratıyor ve turistlerle dolu yerler görüyorsunuz, bilhassa pandemi devrinde simülasyon ortamında bu üslup gerçeklik içeren tecrübeleri yaşamak iyi geliyor. Görüntü oyunlarda yer kurgularken en değerlisi kentsel dokuyu oyuncuya aktarmak. Bu kurguda manada toplumsallaşmayı de mümkün kılıyoruz” biçiminde konuştu.
Coote: “Sosyal kontratlar yeni bir iktisat oluşturmamıza yardım edebilecek bir yöntem”
Silikon Vadisi başkanları tarafından savunulan ve birçok Avrupa ülkesinde toplumsal referanduma sunulan bir teklif haline gelen toplumsal temel gelir modeli hakkında konuşan New Economics Foundation Baş Araştırmacısı Anna Coote, ‘‘Sosyal kontratlar pandemiden sonra yeni bir iktisat oluşturmamıza yardım edebilecek yeni bir usul. Toplumsal siyasetlerin ise adil ve sürdürülebilir olması lazım zira insanlık olarak inançlı bir alana muhtaçlığımız var. Hepimiz ömrümüzde temel gereksinimlerimizi karşılaması için kâfi bir gelire gereksinim duyuyoruz. Lakin her vakit için gereksinim duyduğumuz şeyi alamayız. Yalnızca nakit gelir bunun için kâfi değil” sözlerini kullandı.
Prof. Levitin: “Yaşlanmayı yine tanımlamak gerekiyor”
University of Southern California Institute for Creative Technologies, Medical VR Yöneticisi Prof. Albert ‘Skip’ Rizzo, ‘Geleceğe Yakın Bakış: Sanal Gerçeklikle Gelen Ferdî Sağlık’ başlıklı sunumunda yapay zekânın klinik alandaki kullanımına dair son gelişmeleri aktardı. Nörobilimci, müzisyen ve yazar Prof. Daniel Levitin ise ‘Görünmezlik Perdesini Kaldırmak: Dijital Dönüşüm Dünyasında Etkin Yaşlanma’ başlıklı konuşmasında, “Öngörülemez bir periyotta yaşıyoruz. Tarihte uzun vakittir görmediğimiz kadar uzun yaşayan insanların yaşında bir artma gözlemlediğimiz bir devirdeyiz. Yeni toplum yapısı içerisinde yaşlanmak ne demek bunu yine tanımlamak gerekiyor. Bugün itibariyle 85 yaşında olan beşerler 50 yıl evvel 65 yaşında olan insanların durumunda. Mental yaşlanmanın dışında hepimiz tecrübe aracılığıyla öğreniyoruz. Daha uzun tecrübe edinen bir beyin daha iyi tahlil üretebiliyor” biçiminde konuştu.
Konuşmasında toplum ve kamu kuruluşlarındaki değişimlere ve bu yeni kriz dünyasında çevik kalabilmelerine değinen University College London, İnovasyon ve Toplumsal Kıymet Profesörü Rainer Kattel, “Kamu kurumlarının 21. yüzyıl iktisadında çevik ve istikrarlı kalabilmesi için inovasyon çok değerli. Bu yüzyılın birinci çeyreğine bakıldığında birçok ülkenin büyüdüğünü görüyoruz. Lakin tıpkı vakitte karbon ayak izleri de artıyor. Burada bahsetmemiz gereken büyüme tipi aslında daha dahiliyetçi ve karbon ayak izi olmayan büyümeler diyebiliriz. Büyümenin tarafını değiştirmek istiyorsak inovasyonun gelişimini de şekillendirmek zorundayız” dedi.
Digital Age Tech Summit’te sahne alan Danone Uzman Beslenme Eserleri Pazarlama Yöneticisi Pelin Aydoğdu ve Danone Küresel Tüketici Tecrübesi Yöneticisi Goetz Klingelhoefer tüketici paha seyahatini, yani aşk seyahatini şöyle tanımladı; “Aşk bir seyahattir ve bizim tüketicilerimiz de karar vermede bir seyahat yaşıyor. Bu seyahat özetle, tüketicinin attığı adımların dizisidir. İşletmeler genelde kendi ticari seyahatlerini düşündüğü için yanılgıya düşüyorlar. İşletmelerin tüketiciyi bu seyahatin kalbine koyması lazım.”
Reklamcı, Deeper Yönetici Ortağı İhsan Özçıtak ve Deeper İş Geliştirme Yöneticisi Işıl Karaaslan Yıldırım, Deeper’ın yaptığı ‘Dünyanın Sıkıntısına Düştük’ başlıklı araştırmanın sonuçlarını açıklamak üzere Digital Age Tech Summit’teydi: “Verilerimize baktığımızda; insan davranışlarındaki en temel mevzulardan biri olan alışkanlıkların ferdî değil, etraftaki şahısların tesiriyle oluştuğunu söylemek mümkün. Örneğin; siz arkadaşınızın alışkanlıklarını yüzde 45 oranında etkilerken, onun bir arkadaşını etkilemesi yüzde 25 oranında, arkadaşınızın arkadaşının arkadaşını ise yüzde 10 oranında etkileyebiliyorsunuz. Bir kitleyi etkilemek üzerine heyeti hayatta toplumsal medyaya baktığımızda takipçileriniz birebir usul insanlardan oluşuyorsa bu sizin başarılı olmadığınızı gösterir. Instagram üzerinden yaptığımız tahliller sonucunda merkezde olmanın en temel özelliğinin bir ailede tek bir bireye dokunarak, öteki aile üyelerini de etkilemek olduğunu gördük.”
Tüketici ve iş teknolojileri, medya, cümbüş ve telekomünikasyon bahislerinde tecrübe sahibi Deloitte Kanada, TMT Araştırma Yöneticisi Duncan Stewart, ‘Streaming, İşletme Ağları ve Kırsal İnternette Son Trendler’ başlıklı sunumuyla Digital Age Tech Summit’teydi. Stewart, “YouTube dünya çapında günlük 1,7 milyar saat izleniyor. Bu da günde ortalama yarım saat izlendiği manasına geliyor. 2021’de 2 milyar saat izlenmesi bekleniyor” dedi.
Dijital Age Tech Summit aktifliği akşam Clubhouse’da yapılan Garanti BBVA: Yeni Başlayanlar için Açık Bankacılık yayını ile tamamlandı. Yayında MediaCat ve Digital Age Genel Yayın Direktörü Pelin Özkan, Garanti BBVA Teknoloji, Tecrübe Tasarımı Ünite Müdürü Özge Atçı, Garanti BBVA Nakit İdaresi Müdürlüğü Eser İdaresi ve İş Geliştirme Yöneticisi Cem Soydemir, Fintechtime Mecmuası Yazı İşleri Müdürü Funda Güleç ve Alliance Manchester Business School Bankacılık Profesörü İsmail Ertürk bir ortaya geldi. Yayında konuşan Cem Soydemir, açık bankacılığın bankacılığı bir hizmet olarak tanımlayıp müşterilerin hizmeti üçüncü kanallardan aldığı bir sistem olduğunu ve 2022 yılı prestijiyle Türkiye’de resmi olarak açık bankacılık hizmetlerinin kullanılacağını belirtti. Fintech’lerin finans bölümüne derinlik ve zenginlik kattığını vurgulayan Funda Güleç de “Fintech’ler, fiyat avantajı sunuyor, rekabet gösterebiliyor, gençlerin lisanından anlıyor, finansal kapsayıcılık sağlıyor ve yeni tahliller sunuyor. Bunun yanında çok pratikler, süratliler ve şahsileştirilmiş tecrübe konusunda da uzmanlar. Fintech’ler, 2020 yılındaki suratlarını 2021’de de sürdürüyorlar ve işbirliklerini güç birliklerine dönüştürdüklerini görüyoruz” dedi. Dijitalleşmeyle birlikte artık eserin karmaşıklığının yanı sıra eserinin kullanılacağı kanalın da karmaşık hal almasıyla ruhsal sıhhatin daha fazla tehdit altında olduğunu söyleyen İsmail Ertürk ise “Artık hem fintech’lerin hem de bankaların tüketicilerin ruhsal sağlını da göz önüne almaları gerekiyor” dedi.
Haber7
