İklim değişikliği ve kuraklığın tarıma tesiri her geçen gün biraz daha hissedilirken, mevzunun paydaşlarından da dikkat çeken ikazlar geliyor. Bir küme gazeteciye konuşan Tohum Platformunun kurucusu Mine Ataman, ziraî üretimde son teknolojilerin kullanımını öngören “Tarım 5.0” teknolojisine geçilmesi gerektiğini belirterek, buna ait çalışma yapılmazsa, ekmek fiyatının 4 liraya yükselebileceğini söyledi.
TARIM 5.0 KOŞUL
Ataman “Tarımın geleceğinde ‘Tarım 5.0’ı konuşmadığımız, tedbirleri almadığımız sürece, bundan 5-6 yıl sonra kendi kendimize yetemeyeceğiz. Yetsek bile fiyatlar o kadar tırmanacak ki, besine erişim sorun olacak. Bu atılımları yapmadığımızda, bugün 50 kilogramı 160 TL’ye gelen buğdayın fiyatı daha çok yükselecek. Bugün 1,5 liraya aldığımız ekmeği, 4 liraya almak zorunda kalabiliriz. Tarım 5.0 teknolojisi ile sıcaklık, kuraklık, topraktaki vitamin ve nem istatistiksel olarak kaydediliyor. Bunun manalı bir bilgiye dönüştürülmesi ve kullanılması gerekiyor. Türkiye’de şu an tarımla ilgili 85 milyon araç-gereç var. Ancak hiçbirinin birbiriyle entegrasyonu yok. Bunlar olduğu vakit tarımdaki maliyetler düşer ve dünyada tarımında kelam sahibi oluruz” ikazında bulundu.
PAZARLARI KAYBETMEYELİM
Olası senaryoları öngörmek üzere simülasyonlar yapıldığını söz eden Ataman “Bu çalışmalarda, sıcaklığın Türkiye’de 1,5-2 santigrat derece artacağı öngörülüyor. Bu olduğunda Kanada, Çin ve Rusya’nın kuzeyinde daha evvel tarım yapılamayan yerler tarıma açılıyor. Bu ülkeler olağanda bizden ithal ettiği meyveyi ve sebzeyi kendi yerlerinde ekebiliyor. Hakikaten bugün, buğdayda bunu görmeye başladık. Bu türlü giderse meyve, zerzevat ve kabuklu yemiş pazarımızı yavaş yavaş kaybedeceğiz. Ayrıyeten, iç pazarda da kuraklık nedeniyle tahıl üretimimiz giderek düşüyor. Bu durumda da önümüzdeki 10 yılda Türkiye’de besin fiyatları artacaktır” dedi.
SİHA ÖRNEĞİ: PİYASAYI BELİRLEYELİM
Son 100 yıldır yalnızca 200 çeşit tarım eserinin kullanımda olduğunu da anlatan Ataman “Beslenmenin de yüzde 70’ini buğday, mısır, pirinç, şekerpancarı, patates, domates üzere 20 çeşit eser oluşturuyor. Bu 20 eserin yarısını da 5 ülke üretiyor. Bu ülkeler ABD, Çin, Rusya, Brezilya ve Hindistan… İnhisar durumundalar. Bu gidişe ‘dur’ demenin yolu; nasıl ulusal savunmada SİHA ürettiysek tarım teknolojilerinde de bunu yapmak. Kendi tarım teknolojilerimizi ‘Tarım 5.0’a adapte edebilirsek, o vakit kendi kendimize yetebiliriz. Fındık, fıstık, incir ve kayısının fiyatını biz belirleyebiliriz” diye konuştu.
PANDEMİDE ORGANİK TARIM YÜKSELDİ
Tarım ve Orman Bakanlığı bilgilerine nazaran; Türkiye, organik tarım alanı açısından dünyada 18’inci sırada yer alırken, üretici sayısı bakımından 7’nci, Avrupa Birliği’nde ise birinci sırada bulunuyor. Ayrıyeten Türkiye, 211 tonla Avrupa ülkelerine en çok organik eser ihracatı yapan 6’ncı ülke pozisyonuna yükseldi. Avrupa’nın ithal ettiği organik eserlerin yaklaşık yüzde 7’si Türkiye tarafından üretiliyor. Organik tarım faaliyetleri bugün 235 eserle devam ediyor. Geçen yıl Kovid-19’a karşın 1,6 milyon ton organik eser üretimi yapıldı. Bu alanda daha çok; kuru incir, kuru kayısı, kuru üzüm, buğday, zeytin, fındık, ceviz, Antep fıstığı, baklagiller, tıbbi aromatik bitkiler, yaş meyve ve zerzevat, süt, yoğurt, peynir, yumurta ve bal üretimi yapılıyor.
TARIM 5.0 KAÇINILMAZ
Temel maksadı uygun fiyata sağlıklı ziraî eser üretmek olan Tarım 5.0; çip ve uydu kullanımı aracılığıyla otonom teknolojilerin yaygınlaşmasını ve aygıtların entegrasyonunu sağlamayı öngören bir teknoloji. Tarım 5.0, tıpkı vakitte besin sanayisiyle entegre sistemler geliştirerek israfı da önleyebilecek bir sistem…
Haber7
