Tek parti periyoduna kültür ve sanat tenkidinde bulunan Erdoğan, “Tek parti periyodunda kültürel alanda büsbütün taklitçi, baskıcı, kıymetleri ile hengameli bir zihniyetin esiri olduk.” diye konuştu.

Beykoz Cam ve Billur Müzesi Açılış Merasimi’ne katılan Lider Recep Tayyip Erdoğan kıymetli açıklamalar yaptı. Erdoğan, “Yaşadığımız coğrafyada 200 yıllık Selçuklu, 600 yıllık Osmanlı ve bir asıra yaklaşan Cumhuriyet ile yaklaşık 1000 yıllık geçmişimiz var. Bugün de her yerde ecdadımızın bıraktığı kültür izlerine rastlıyoruz. Coğrafya ise insanlığın en kadim yerleşim yerlerinin başında gelmesiyle çok daha büyük bir zenginliği barındırıyor. Bu mirasa hakkıyla sahip çıkamadığımız acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor.” dedi.

Erdoğan tek parti periyoduna kültür ve sanat tenkidinde bulundu.

Lider Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Bu müzeyi Cumhurbaşkanlığı olarak ülkemize kazandırmış olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Gönül isterdi ki tüm yapıtları ile bu mirası yaşatabilseydik. Maalesef ülkemizde bir periyot ecdat mirasına çok hoyrat davranılmış, birçok eserler yerle yeksan edilmiştir. Beylerbeyi Sarayı takibimizle Meclis Başkanlığı tarafından restore edildi. Büyük bir vefasızlıkla harabeye dönen Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’nü restore ederek ülkemizin sembollerinden biri haline dönüştürdük. Huber Köşkü ile büsbütün yıkılmış olan Çengelköy’deki Vahdettin Köşkü’nü de yine ayağa kaldırdık.

Ülkemize uzunca müddet hakim olan yakışıksız, ruhsuz, kimliksiz yapı inşasını sona erdirerek yeni devri başlatmak istiyoruz. Artık özel bölüm ve şahısların de projelerini tıpkı anlayış ile yürüttüklerini görüyoruz. Yatay mimariyi yaygınlaştırarak Türkiye’nin çehresini orta ve uzun vadede değiştireceğimize inanıyoruz.

Yaşadığımız coğrafyada 200 yıllık Selçuklu, 600 yıllık Osmanlı ve bir asıra yaklaşan Cumhuriyet ile yaklaşık 1000 yıllık geçmişimiz var. Bugün de her yerde ecdadımızın bıraktığı kültür izlerine rastlıyoruz. Coğrafya ise insanlığın en kadim yerleşim yerlerinin başında gelmesiyle çok daha büyük bir zenginliği barındırıyor. Bu mirasa hakkıyla sahip çıkamadığımız acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

TEK PARTİ DEVRİNE ‘KÜLTÜR’ ELEŞTİRİSİ

Sağlam siyasi, ekonomik, askeri güce sahip olmayan toplumların kültürlerini, sanatlarını yaşatmakta zorluk çektiklerini biliyoruz. Gerileme başlayınca hiçbir alan bunun dışında kalamıyor. Türkiye olarak bu türlü bir felaketi kısmen de olsa yaşadık. Son asırlarda art geriye çöküntüler, bizi beka uğraşına öylesine ağırlaştırdı ki, öteki mevzulara yeteri kadar vakit ve güç ayıramadık. Günümüz dünyasında toplumlar ve kültürler ortasında etkileşim, kaçınılmaz gerçek lakin biz kültür sanatta da yalnızca kopya çeken durumunda özgürlüğümüzden uzaklaştık. Tek parti periyodunda kültürel alanda büsbütün taklitçi, baskıcı, kıymetleri ile hengameli bir zihniyetin esiri olduk. Son yıllarda hoş, kıymetli kültür sanat eserleri ortaya kondu. Hayat boşluk kabul etmiyor. Kendi mimarinize sahip çıkmazsanız, kendinizi nahoş mimarilerin içinde bulunursunuz.

Aile ile temeli güçlendirilmemiş, eğitim ile kalıcı hale getirilmemiş, kültür sanatla tahkim edilmemiş bir kalkınmanın bizi götüreceği yer sevgisizliktir, nobranlıktır, bataklıktır.

 Tek parti devrine kültür ve sanat tenkidinde bulunan Erdoğan, “Tek parti devrinde kültürel alanda büsbütün taklitçi, baskıcı, kıymetleri ile arbedeli bir zihniyetin esiri olduk.” diye konuştu.
Beykoz Cam ve Billur Müzesi Açılış Merasimi’ne katılan Lider Recep Tayyip Erdoğan kıymetli açıklamalar yaptı. Erdoğan, “Yaşadığımız coğrafyada 200 yıllık Selçuklu, 600 yıllık Osmanlı ve bir asıra yaklaşan Cumhuriyet ile yaklaşık 1000 yıllık geçmişimiz var. Bugün de her yerde ecdadımızın bıraktığı kültür izlerine rastlıyoruz. Coğrafya ise insanlığın en kadim yerleşim yerlerinin başında gelmesiyle çok daha büyük bir zenginliği barındırıyor. Bu mirasa hakkıyla sahip çıkamadığımız acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor.” dedi.

Erdoğan tek parti devrine kültür ve sanat tenkidinde bulundu.

Lider Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

Bu müzeyi Cumhurbaşkanlığı olarak ülkemize kazandırmış olmaktan memnuniyet duyuyoruz. Gönül isterdi ki tüm yapıtları ile bu mirası yaşatabilseydik. Maalesef ülkemizde bir periyot ecdat mirasına çok hoyrat davranılmış, kaç eserler yerle yeksan edilmiştir. Beylerbeyi Sarayı takibimizle Meclis Başkanlığı tarafından restore edildi. Büyük bir vefasızlıkla harabeye dönen Yıldız Sarayı Mabeyn Köşkü’nü restore ederek ülkemizin sembollerinden biri haline dönüştürdük. Huber Köşkü ile büsbütün yıkılmış olan Çengelköy’deki Vahdettin Köşkü’nü de yine ayağa kaldırdık.

Ülkemize uzunca mühlet hakim olan nahoş, ruhsuz, kimliksiz yapı inşasını sona erdirerek yeni periyodu başlatmak istiyoruz. Artık özel dal ve şahısların de projelerini tıpkı anlayış ile yürüttüklerini görüyoruz. Yatay mimariyi yaygınlaştırarak Türkiye’nin çehresini orta ve uzun vadede değiştireceğimize inanıyoruz.

Yaşadığımız coğrafyada 200 yıllık Selçuklu, 600 yıllık Osmanlı ve bir asıra yaklaşan Cumhuriyet ile yaklaşık 1000 yıllık geçmişimiz var. Bugün de her yerde ecdadımızın bıraktığı kültür izlerine rastlıyoruz. Coğrafya ise insanlığın en kadim yerleşim yerlerinin başında gelmesiyle çok daha büyük bir zenginliği barındırıyor. Bu mirasa hakkıyla sahip çıkamadığımız acı bir gerçek olarak karşımızda duruyor.

TEK PARTİ PERİYODUNA ‘KÜLTÜR’ ELEŞTİRİSİ

Sağlam siyasi, ekonomik, askeri güce sahip olmayan toplumların kültürlerini, sanatlarını yaşatmakta zorluk çektiklerini biliyoruz. Gerileme başlayınca hiçbir alan bunun dışında kalamıyor. Türkiye olarak bu türlü bir felaketi kısmen de olsa yaşadık. Son asırlarda art geriye çöküntüler, bizi beka uğraşına öylesine ağırlaştırdı ki, başka hususlara yeteri kadar vakit ve güç ayıramadık. Günümüz dünyasında toplumlar ve kültürler ortasında etkileşim, kaçınılmaz gerçek fakat biz kültür sanatta da yalnızca kopya çeken durumunda özgürlüğümüzden uzaklaştık. Tek parti periyodunda kültürel alanda büsbütün taklitçi, baskıcı, kıymetleri ile arbedeli bir zihniyetin esiri olduk. Son yıllarda hoş, kıymetli kültür sanat eserleri ortaya kondu. Hayat boşluk kabul etmiyor. Kendi mimarinize sahip çıkmazsanız, kendinizi yakışıksız mimarilerin içinde bulunursunuz.

Aile ile temeli güçlendirilmemiş, eğitim ile kalıcı hale getirilmemiş, kültür sanatla tahkim edilmemiş bir kalkınmanın bizi götüreceği yer sevgisizliktir, nobranlıktır, bataklıktır.

Haber7