Türkiye’ye karşı düşmanca adımlar atan Fransa’yı İslamiyet korkusu sardı. 70 milyon nüfusu olan Fransa’da Müslümanların sayısıdoğrulanmış datalarla 7 milyona dayandı. Katolik Hristiyanlıktan sonra ülkedeki ikinci büyük din olan İslam, bilhassa genç nüfus içinde tartısını hissettiriyor. 

NÜFUSTA ORAN ARTIYOR

Aslında düşük olan genç nüfus içerisinde Müslümanların oranının yüzde 20’yi aştığı varsayım ediliyor. Fransa içindeki cami ve mescitlerin sayısı da 2 bin 500’ü buldu. Bu datalar önümüzdeki yıllarda İslam’ın daha süratli yayılabileceğini ortaya koyuyor. Mevcut tablo, Fransızları kara kara düşündürüyor. Paris idaresi, Müslümanların Fransa demografisinde daha da yük kazanmasından korkuyor. 

YALNIZCA FRANSA DEĞİL

Avrupa’da 30 ülkede yaklaşık 26 milyon Müslüman’ın yaşadığı iddia ediliyor. Pew Araştırma Merkezi bilgilerine nazaran 2050’de birtakım Avrupa ülkelerinde Müslüman nüfus 3’e katlanabilir. Kurum, Almanya’ya yüksek göçün devam etmesi durumunda ülkenin yüzde 6’sının bu tarihte Müslüman olacağı varsayımında bulunmuştu.

MESCITLERI YAKTILAR

Fransa’daki İslamofobik taarruzlar da bu datalara paralel olarak artıyor. Fransa’da Charlie Hebdo ve Paris terör taarruzları sonrası Müslümanlara karşı taarruzlar tavan yapmış vaziyette. En son hücum Lyon’daki Esselam Camii’nde 12-13 Ağustos gecesi gerçekleşti. Saldırganlar tarafından kundaklanan cami, oradaki Müslümanların uğraşıyla yanmaktan kurtarılabildi. 

BAŞÖRTÜSÜ DE YASAK!

Bu hücumdan bir hafta evvel yeniden Lyon’da Ömer Camii kundaklanmıştı. Lyon Büyük Camii Müftüsü Kamel Kabtane’nin “Bir Müslüman olarak Fransa’da artık kendini inançta hissetmiyorum” kelamları uzun müddet konuşulmuştu. Müslümanlara yönelik hücumların birçok kamu kurumlarında yapılırken, Fransız Anayasa Mahkemesi’nin 2004’te kabul ettiği yasa, mevcut yaraya tuz biber ekti. Maddeyle birlikte Fransa’da okullar ‘nötr alanlar’ olarak duyuru edildi ve öğrencilerin okula başörtüsüyle gelmeleri yasaklandı. Başörtüsü yasağının akabinde Müslüman öğrencilerin uzun etek giymesi bile Fransız faşistlerinin rahatsız olduğu hususlardan biri haline geldi. Bu ortamda Paris idaresi, nüfusu süratle artan ve ikinci sınıf muamelesi gören Müslümanların 2005 yılında Afrikalı bir gencin vefatıyla patlak veren ayaklanmaya emsal bir isyan dalgası başlatmasından korkuyor.

POLITIKLER KÖRÜKLÜYOR

Fransız çok sağcı milletvekili Julien Odoul, geçtiğimiz yıl Besançon’da düzenlenen bir toplantıda Müslüman bir bayandan oğlunun yanında başörtüsünü çıkarmasını istemiş ve ona kelamlı hücumda bulunmuştu. Fransa Eğitim Bakanı Jean-Michel Blanquer ise hadiseye ait skandal yorumunda, “Başörtüsünü Fransız toplumu istemiyor” demişti. Bununla yetinmeyen Blanquer, okul seyahatlerinde öğrencilere refakat eden annelerin de başörtülerini çıkarmalarını istemişti. 

MACRON YALNIZ KALDI SUSMALI

ABD merkezli haber sitesi Bloomberg, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un Doğu Akdeniz’de ‘Türkiye’ye yönelttiği boş tehditlerle gülünç duruma düştüğüne’ dikkat çekerek, yalnız kaldığını yazdı.

Bloomberg’de yayımlanan Bobby Gosh imzalı yazıda, Macron’un Türkiye aykırısı kelamlarının artık Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ziyan vermediği; önemli bir hengameye tutuşmak için de gerekli dayanağı bulamadığı görüşüne yer verildi. Yazıda, “Emmanuel Macron için gerçeklikle müsabaka vakti süratle yaklaşıyor. Fransız Cumhurbaşkanı, Doğu Akdeniz’deki kriz üzerinden bir defa daha kelamlarıyla Türk mevkidaşına saldırıyor. Fakat bu kelamları Erdoğan’ın gücünü kırmaya yetmeyecek ve Macron, iktisat sopasını göstermek için memleketler arası alanda destekçi toplamaya çalışacak. Türkiye’ye karşı askeri bir adım atma teşebbüsleri ise çok daha güç olacak” tabirleri yer alıyor.

Yazıda şu tabirler yer alıyor:

“Fransız önderin kelamlı atakları o kadar çok tekrarlandı ki, tesirini kaybetti. Bugüne kadar askeri tatbikatlara katılmak ya da doruklar organize etmek üzere hareketleri ise, yalnızca Ankara tarafından daha da küçümsenmesine yol açtı.”

Türk Dışişleri Bakanlığı’nın, Fransız Cumhurbaşkanı’nın son kelamlarına sert bir cevap verdiği hatırlatılan yazıda, Türkiye’nin geçen hafta Kuzey Kıbrıs ile birlikte “Akdeniz Fırtınası” ismini verdiği bir askeri tatbikat yaptığı belirtiliyor ve bunun Macron’a iki seçenek bıraktığını söyledi: Çıtayı yükseltmek ya da susmak.

Haber7