• İzmir’in Dikili ilçesinde yaşayan 14 yaşındaki Ali Kerem’in ailesi 2,5 yaşında otizmli olduğunu televizyondaki altyazıları okumasıyla öğrendi.
• O vakitten sonra özel eğitim almaya başlayan Ali Kerem evvel kalem tutmayı akabinde düz çizgi çekmeyi öğrendi.
• 5 yaşından sonra tutabildiği kalemlerden ise daha vazgeçmedi.
• Günün büyük kısmını 3 boyutlu mimari yapı çizerek geçiren Ali Kerem ilerde hoş sanatlar lisesinde okuyarak başarılı bir mimar olmak istiyor.

Alışveriş merkezi çizmeyi çok sevdiğini belirten Cumhuriyet Ortaokulu 8. sınıf tam vakitli kaynaştırma öğrencisi Ali Kerem, “Ayrıca karikatür çizmeyi de çok seviyorum. Daha çok perspektif çalışıyorum. Ben gezdiğim vakit daima etrafıma bakıyorum. Oraları aklımda tutuyorum, düşünüyorum, internetten araştırma yapıp sonra da çiziyorum. Ben hoş sanatlar lisesinde okumak istiyorum. Başarılı olmak istiyorum. İleride mimar olabilirim” dedi. 
 
5 yaşına kadar kalem tutamadı

Ali Kerem’in annesi Derya Cemaloğlu ise, “Bizim sürecimiz, Kerem’in 2,5 yaşındayken televizyondaki alt yazıları okumasıyla başladı. Onun farklı bir çocuk olduğunu bu halde anlamıştık. 2,5 yaşında otizm tanısı aldıktan sonra özel eğitime başladık. Kerem 5 yaşında kadar kalem tutmadı. Kas gelişimini sağlamak maksadıyla 5 yaşındayken özel eğitimle kalem tutmasını ve düz çizgi çekmesini sağladık. Sonrasında tam vakitli kaynaştırma öğrencisi olarak ilkokula başladı. Birebir vakitte rehabilitasyon merkezlerinde özel eğitimler aldı. Kerem için ayrıyeten fotoğraf dersi aldırmadık lakin oğlumuz okula giderken de bir yandan fotoğraf çiziyordu. Birinci başlarda yalnızca binaları çiziyordu. Toplumsallaşmaya başladıkça çizimlerine insanları da kattı. Karikatürler çizmeye, onlara diyaloglar eklemeye başladı” diye konuştu. 

 
Ali Kerem vaktinin birçoklarını fotoğraf çizmeye ayırıyor

Oğlunun günün büyük bir kısmını fotoğraf çizerek geçirdiğini söz eden Derya Cemaloğlu, kelamlarını şöyle sürdürdü: “Ali Kerem online dersler bittikten sonra masa başına oturup internetten görsel araştırıyor. İlgi duyduğu görseli seçip neredeyse akşam yatana kadar fotoğraf çiziyor. Üç boyutlu fotoğraf çizmeyi seviyor. Aslında insanları da şekilsel olarak algılıyor. Karşılaştığı insanlara ‘sen yuvarlaksın’, ‘kafa biçimin dikdörtgen’ diyor. Ali Kerem’in hoş sanatlar lisesini kazanmasını çok istiyoruz. Okuldaki öğretmenlerin yönlendirmesiyle ve Ali Kerem de istiyorsa hayatını o denli şekillendirmesine takviye olacağız. Anne olarak hayatını bağımsız biçimde sürdüren bir yetişkin olmasını diliyorum.” 
 
Aileler rapor almaya çekiniyor

Özel eğitimin otizmli bireylerde çok kıymetli olduğunu vurgulayan Derya Cemaloğlu, “Aileler genelde rapor almaya çekiniyor. Çocukların üzerinde yafta kalacak diye çekinmeleri tahminen olağan fakat vakit içerisinde o raporun sağlayacağı yararları görebiliyorsunuz. Özel eğitimin bize çok yararı oldu.  Ben bir anne olarak aşikâr bir noktaya kadar çocuğuma tesir edebilirim. Bilemediğim hususlarda eğitimcilerin büyük yararını gördüm. Otizmin en büyük ilacı eğitim” sözlerini kullandı. 
 

Bu süreçte özel eğitim öğrencilerini yalnız bırakmadık

Öte yandan İzmir Ulusal Eğitim Müdürü Ömer Yahşi de Ali Kerem ve annesini makamında ağırladı. Ali Kerem’e, içinde fotoğraf çizmesi için gerekli malzemelerin bulunduğu çantayı ikram eden Yahşi, “Ali Kerem, online eğitim sürecinde de çok hoş fotoğraflar çizmeye devam ediyor. Bu süreçte özel eğitim öğrencilerini yalnız bırakmadık. Sırada bekleyen bir öğrencimiz dahi yok. Hepsini okulla buluşturduk. Özel eğitim okullarımızı açmamız, öğrencilerimizi öğretmenleri ve okulları ile buluşturmamız, veliler açısından da memnunluk verici bir sonuç. Ali Kerem’in sanata olan eğilimi, çizdiği fotoğraflar hakikaten takdire şayan ve karşılığı olan eserler. Bir annenin verdiği emeklerin sonucu olarak Ali Kerem’in hoş sanatlar lisesine girebilecek eserler ürettiğini gördük. Bu bizim için de çok memnunluk verici bir durum. Biz özel eğitim öğrencilerini önemsiyoruz. Onlardan da önemli manada sanata yönelik eserlerin çıkması bizi çok keyifli ediyor” dedi.

Haber7