Birleşmiş Milletler’deki (BM) misyonunun sona ermesinin akabinde 29 Mart’ta Af Örgütü’nün genel sekreteri olarak atanan Callamard, Fransız medyasına verdiği röportajda, ülkesinin, insan haklarına ziyan veren siyasetler takip ettiğini söyledi.
Af Örgütü’nün yıllık raporunda Fransa’da polis şiddetine, genel güvenlik yasa tasarısına karşı kırmızı kart gösterdiklerini belirten Callamard, ülkede son vakitlerde kabul edilen kimi maddelerin “özgürlük katili” olduğunu vurguladı.
FRANSA İNSAN HAKLARI AÇISINDAN PROBLEMLİ BİR TARAFA GİDİYOR
Callamard, genel güvenlik yasa tasarısının yanı sıra Cumhuriyetin unsurlarına hürmet yasa tasarısının telaş verici olduğunun altını çizdi.
Genel Sekreter Callamard, “Bu, tüm toplumlarda bulunan bedellerin yavaşça yok edilmesidir. Bu, son yıllarda bilhassa 2020’deki gelişmelerin Fransa’daki tüm hak ve özgürlükler için önemli manada sıkıntılı, ziyanlı ve hatta tehlikeli bir istikamete gerçek gitmesine karşı bir uyarıdır” dedi.
Kelam konusu yasa tasarılarıyla dayanışma, hürmet, eşitlik ve ırkçılık tersliği üzere bedelleri amaç aldığına işaret eden Callamard, Fransız polisinin ölümcül olmayan lakin çok ağır yaralanmalara yol açan silahlar kullanmasını da kınadıklarını vurguladı.
“FRANSA SORUMLULUK SAHİBİ”
Af Örgütü Genel Sekreteri, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti sonrası Avrupa Parlamentosu’nun Suudi Arabistan’a silah satışını yasaklayan karar tasarısını kabul ettiği halde, bu ülkeye silah satan Fransa için “Fransa, bu silahlar kullanılarak işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı kabahatlerde direkt sorumluluk sahibi, hiç şüphesiz” dedi.
“AÇIKLA PALAVRA SÖYLÜYORLAR”
Ayrıyeten Mali’de ocak ayında bir köyde düğün için toplanan sivillerin öldürülmesi konusunda, BM’nin Fransız hava kuvvetlerini sorumlu tuttuğu soruşturmadan kuşku duymadığını kaydeden Callamard, Fransa’nın olayı inkar etmesine yönelik, “Fransa açıkça palavra söylüyor” açıklamasını yaptı.
KAŞIKÇI CİNAYETİNDEKİ ROL
Eski BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetine yönelik yürüttüğü memleketler arası soruşturmada, cinayetten özellikle Suudi Arabistan yönetimi ve Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’ı sorumlu tutmuştu.
Haber7
