Koronavirüse karşı yürütülen gayrette tam kapanma sonrası geçilen kademeli olağanlaşma devri yarın bitiyor. Önce kısmı, akabinde tam kapanma ile 65 bini bulan olay sayısını 7 bin sonuna çeken Türkiye, salgına son darbeyi vuracak toplumsal bağışıklık için aşı tedarikini de artırdı. Yaz devrinde tam olağanlaşma için öngörülen 5 bin altı hadise sayısına düşülmesi, günlük vefat sayılarında minimuma ulaşılması için açılımda biraz daha denetimli davranılması öneriliyor.
DAİMA BİR ARADA BAŞARMALIYIZ
Türkiye’nin, bu amacına ulaşması için toplumun tüm kesitlerine denetimli normalleşmede büyük iş düşüyor. Bilim insanları Yeni Şafak aracılığıyla bu sefer açılmayı toplum olarak “Hep birlikte başarmalıyız” iletisi verdi. Uzmanlar, yarından itibaren olağanlaşmanın yavaş yavaş gerçekleşmesi tavsiyesinde bulundu.
1- Denetimli olağana devam
KTO Karatay Üniversitesi Sıhhat Bilimleri Yüksekokulu Müdürü Prof. Dr. Birol Özkalp: Türkiye, 1 Haziran’dan sonra da denetimli olağanlaşmaya devam etmelidir. Aşılandırmayı hızlandırırsak eza olacağı kanaatinde değilim. Bu süreç bir hafta 10 gün daha devam edebilir. Ancak vatandaşın da bekleyecek sabrı kalmadı. Denetimli olağanlaşma olmalıdır. O kadar kademeli gidilmeli ki birden teğe bırakırsak millet salgın bitmiş üzere anlıyor. Yavaş yavaş açılmalıdır. Ekim-kasım aylarında rahatlarız.
2- Daha temkinli olmalıyız
Kocaeli Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sıla Akhan: Önlemleri daha temkinli yaparken bir yandan bu açılmayı başarmamız gerekiyor. Burada olumlu faktör açık hava. Açık hava bu iş için, aşılanmanın ilerlemesi için bize vakit kazandıracak. Kurallara birebir biçimde devam etmek zorundayız. Bireylerin çok süratli aşı olması gerekiyor.
3- Yeni alışkanlıklarla yeni hayat
Necmettin Erbakan Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Temel Tıp Bilimleri Kısmı Tıbbi Mikrobiyoloji Ana Bilim Kolu Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmut Baykan: Aşılamayı yüzde 60’ın üzerine çıkarabilirsek olağanlaşmaya o vakit süratli geçiş olabilir. Şu anda kısıtlamalar kalksa bile sonlarımızı, mesafelerimizi, hijyenimizi terk etmemeliyiz. İki yılda yapılan tedbirler bize bir alışkanlık kazandırdı. Bu alışkanlıkları bir süre daha devam ettireceğiz. Yavaş yavaş açılmada yeni alışkanlıklarla yeni hayatımızı sürdüreceğiz. Bu virüsün varlığı ile birlikte yaşamayı öğreneceğiz. Esnafı rahatlatmak için yavaş yavaş açılmalıdır ve bu süreçte eski alışkanlıklarımızla hareket edersek tüm emekleri zayi etmiş oluruz.
4- Tedbirlerden taviz vermeyelim
Bilim Şurası Üyesi Prof. Dr. Mustafa Hasöksüz: Daha evvelki iyileştirme kararlarına yüzde 100 uyulmadı, alınan kararların denetimi pek mümkün değil, halkın kendi kendini denetim etmesi gerekiyor. Hedeflenen ölçüdeki aşının gelmesiyle planlanan toplumun 50-60’dan fazlasının aşılanması kelam konusu olacaktır. Münasebetiyle eylül ayından itibaren önemli bir iyileşme kelam konusu olacak. Bu kademede ferdi tedbirlerden taviz verilmeden geçişler yapılması lazım. Açıklanacak kararlar ne olursa olsun, ferdî tedbirler diye bildiğimiz maske, uzaklık ve hijyen kurallarından ödün verilmeden yapılacak uygulamalar lakin bu türlü amacına ulaşacaktır. Aniden önlemlerin yumuşaması değil kademeli yumuşamasından yanayım.
5- Küçük adımlar atmalıyız
Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Bengi Başer: 17 Mayıs’ta hedeflediğimiz 5 bin olayın üzerindeyiz. Onun için adımlarımızı biraz küçük atmak gerekir. Restoran, kafe üzere yerler çok önemli etkileşim olduğu yerler ancak seyredilmiş sayıda müşteri ile açık alanlarını kullanacak halde açılmalıdır. Olayların gidişatına nazaran atacağımız adımlar belirlenir. Açık havaları kullanarak okulları da yeniden seyredilmiş hibrit uygulamalarla, azaltılmış sınıflarla ve öğretmenlerin bir an evvel aşılanmaları ile okulları başlatmamış çok iyi olur. Aşılamayı bir an evvel hızlandırabilirsek aslında temmuzda bile çok rahat nefes alırız. Tahminen de ağustostan sonra da çok daha büyük bir rahatlığa kavuşuruz. Aşı seferberliği başlatılmalıdır. Beşerlerle irtibat halinde olanları öncelikle aşılamalıyız.
YENİŞAFAK
Haber7
